REKLAM ALANI

“Bir anlaşma olsun diye egemenlikten taviz verilemez” – BRTK

“Bir anlaşma olsun diye egemenlikten taviz verilemez” – BRTK
  • 0
  • 23
  • A+
    A-
Doğru Home Strore


Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türkü halkının kendi devleti olduğunu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde özgür ve bağımsız şekilde yaşadığını kaydederek, bir anlaşma olsun diye egemenlikten taviz verilemeyeceğini vurguladı.

Tatar, Birleşmiş Milletler (BM) ev sahipliğinde New York’ta gerçekleşen Kıbrıs konulu genişletilmiş 5+1 formatlı gayriresmi toplantının ardından BM Merkezi’nde ve Türkevi’nde basın toplantısı düzenledi.

Doğru Home Strore

Konuşmasında KKTC Cumhurbaşkanı olarak Kıbrıs Türk halkını korumanın görevi olduğunu vurgulayan Tatar, Rum tarafının Kıbrıs Türk halkını izole etme politikasına rağmen sağduyu ve akılın galip geleceği ümidiyle hareket ettiklerini, verici adımlar attıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanlığından verilen bilgiye göre, Tatar, konuşmasına BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Kıbrıslı Rum lider Nikos Christodoulides, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Yunanistan Dışişleri Bakanı Giorgos Gerapetritis ve Birleşik Krallık Avrupa Devlet Bakanı Stephen Doughty’ye katılımlarından dolayı teşekkür ederek başladı.

Cumhurbaşkanı Tatar ayrıca, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’a teşekkürlerini sundu.

Tatar, New York’a yalnızca Mart ayında Cenevre’de BM Genel Sekreteri huzurunda üzerinde mutabık kalınan girişimlerde ilerleme sağlamak için değil, Kıbrıs Türk halkı ve Kıbrıs Rum halkı arasında iş birliği kültürü yaratılmasına ve güven inşasına katkı sağlayacak yeni girişimler sunmak amacıyla olumlu, yapıcı ve ileriye dönük bir gündemle geldiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı seçildikten sonra gayrı resmi formatta gerçekleşen üçüncü toplantıya katıldığını anımsatan Tatar, mart ayında üzerinde mutabık kalınan ve BM Genel Sekreteri Guterres tarafından basın toplantısında “yeni bir atmosfer” olarak nitelendirilen 6 girişimde ilerleme sağlama konusuna tam bağlılığını her zaman koruduğunu belirtti.

Tatar, New York’taki genel oturumda ve ikili görüşmelerinde, Cenevre sonrası adada yaşanan talihsiz olaylar zinciri nedeniyle yaşadığı derin hayal kırıklığını dile getirdiğini de ifade etti.

-Yeni atmosfer

Yeni atmosferin, iki halkın yararına olacak 6 girişimin tamamında somut sonuçlara ulaşılmasını sağlamasını umduğunu belirten Tatar, Rum tarafının da bu yeni atmosferi korumak için elinden geleni yapacağına, atmosferin korunması, Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum halkları arasında güven inşa etme amaçlı 6 girişimdeki çalışmalara katkı sağlayıp kolaylaştıracağına inandığını dile getirdi.

Rum yönetiminin, Cenevre toplantısı sonrasında, KKTC’deki mallarla ilgili olarak mülkiyet temelli cezai takiplerinin arttığını söyleyen Tatar, konuşmasına şöyle devam etti:

“Rum tarafının bu eylemleri, iki halk arasındaki ilişkilere zarar vermekte ve ekonomimize darbe vurmayı hedeflemektedir. Bir yandan biz güven oluşturup, halklar arası temas ve etkileşimi geliştirmeye çalışırken, Rum yönetiminin bu eylemleri Kıbrıslı Türkler arasında endişe yaratmakta, Kıbrıslı Türklerin baskı ve artan tehdit altında hissetmesine neden olmaktadır.”

Kıbrıslı Türklerin, Güney Kıbrıs’a geçtiklerinde veya yurtdışına seyahat ettiklerinde tutuklanma veya gözaltına alınma korkusu yaşadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, Rumların, taşınmaz mal başvurusu yapabilecekleri , Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından da onaylanan Taşınmaz Mal Komisyonu gibi etkin bir iç hukuki çözüm yolu mevcutken, bu durumdan kaçındığını kaydetti.

-“Halkımı korumak görevimdir”

“KKTC Cumhurbaşkanı olarak halkımı korumak görevimdir. Ayrıca adamızın sürdürülebilir geleceği için çalışmayı da görev bilmekteyim, bu yüzden bugüne kadar itidal gösterdim ve karşılık verici adımlar atmadım” diye konuşan Tatar, Rum yönetiminin mülkiyetle ilgili girişimlerinin, Rum toplumunda da Kıbrıs Türkü’ne yönelik kızgınlık duygularını körüklediğini, Rum tarafından yapılan resmi açıklamalara bakılınca bu durumun, asıl amaç olduğuna dair işaretler olmasının ise daha da kaygı verici olduğunu vurguladı.

“Bu olumsuz duygular, bizi birbirimizden ve güven inşa etmekten uzaklaştırma tehdidi taşımaktadır. Bu nedenle, bu olaylar daha geç olmadan sona ermelidir” diye konuşan Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle devam etti:

“Üzücüdür ki, Rum yönetimi ayrıca yabancı üst düzey yetkililerin Kıbrıs Türk Tarafı ile temas kurmasını engellemeyi amaçlayan sistematik kampanyasını doruk noktasına çıkarmıştır. Halkımı izole etme ve yıldırma politikası, yeni atmosferde girişimlerde ilerleme hedefimize hizmet etmemekte; adada iki toplum arasında olumlu bir ortam oluşmasına izin vermemekte ve Türk ile Rum toplumlarını birbirinden daha da uzaklaştırmaktadır. Bugünkü genel oturumda da ifade ettiğim gibi, eşitlikten ne kadar az korkarsak, işbirliği kültürünün ve böylelikle Kıbrıs adasının sürdürülebilir geleceğinin inşasına o kadar yaklaşırız”.

Kıbrıs’ta son 51 yıldır Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumların iradesini yansıtan iki devlet ve iki demokrasi bulunduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, yeni ve resmi müzakere sürecinin iki tarafın doğuştan gelen egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü haklarının yeniden teyit edilmesiyle başlatılabileceğini ve her iki tarafa da eşit, adil ve onurlu şekilde muamele edilmesi gerektiğini ifade etti.

-“Sağduyu ve aklın galip geleceği ümidiyle olumlu bir yaklaşım sergiledik”

“Rum tarafının halkımı izole etme politikasına rağmen, sağduyu ve aklın galip geleceği ümidiyle olumlu bir yaklaşım sergiledik” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, mart ayında Cenevre’de yapılan gayriresmi Kıbrıs toplantısı sonrasında bazı ilerlemelerin kaydedildiğini ve Gençlik Teknik Komitesinin kurulduğunu anımsattı.

Kültürel Miras Teknik Komitesi tarafından kararlaştırılan mezarlıkların restorasyon çalışmalarının sorunsuz devam ettiğini aktaran Cumhurbaşkanı Tatar, Çevre Teknik Komitesi’nin, iklim değişikliğinin olası etkileri üzerinde çalışmaya başladığını kaydetti.

-“Mayınsız bir Kıbrıs için kararlıyım!”

Kıbrıs Türk tarafının mayın temizleme konusunda tutumunun net olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, “Mayınsız bir Kıbrıs için kararlıyım! Tek bir şüphe veya bahane olmaksızın! Özellikle bu hedefi insanlığa, mayınsız dünya idealine katkı olarak çok değerli buluyorum” diye konuştu.

Ara bölgede güneş enerji santrali kurulması girişiminin, ortak yarar ve çevresel iş birliği açısından umut vaat ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, ancak, Rum tarafının üretilen elektriğin doğrudan kontrolü ve yalnızca kendi şebekelerine aktarılmasında ısrar etmesi sebebiyle ilerleme kaydedilemediğini söyledi. Tatar, adil olanın her iki tarafın doğrudan ve mutabakatla belirlenecek enerji paylarını almasını öngören daha dengeli bir düzenlemenin olduğunu vurguladı.

-Yeni sınır kapısı konusu…4 yeni sınır kapısı açılması girişimi hayata geçirilemedi

Yeni sınır kapısı konusuna da değinen Cumhurbaşkanı Tatar, Türk ve Rum halkının günlük yaşantısında hemen etkili olabilecek en potansiyelli altı girişimden biri olan 4 yeni sınır kapısı açılması girişiminin hayata geçirilemediğini söyledi.

Rum Yönetimi Lideri Nikos Hristodulidis’in, iki yeni geçiş noktası önereceğine dair sözünü tutmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle devam etti:

“Her iki tarafa fayda sağlayacak, Metehan’daki trafik yoğunluğunu çözecek ve iki toplum arasında ekonomik ve sosyal etkileşimi teşvik edecek şekilde, Lefkoşa’nın doğusundaki Haspolat ve Akıncılar’da araçlı sınır kapısı açılmasına dair somut teklifimi yinelemek istiyorum. Rum lider, geçiş noktası olmayan ‘güneyden-güneye’ koridorlar konusunda katı tutumunu sürdürmektedir. Bu konulardaki yaklaşımım, yalnızca kendi halkıma değil, Rum toplumuna, adamıza ve bölgemize karşı da bir sorumluluk duygusuyla şekillenmektedir.”

-“6 yeni girişim önerisi sundum”

6 yeni girişim önerisi sunduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Tatar bu önerileri şu şekilde sıraladı:

“Kıbrıs adasının sismik haritalanması çünkü deprem hazırlığı her iki taraf için de temel bir konu haline gelmiştir ve bunun başlıca gerekliliği sismik haritalamadır. Mikroplastikleri temizleme ve haritalama girişimi, ayrıca mikroplastiklerin insan sağlığına, çevreye ve genel yaşama yönelik potansiyel riskleriyle mücadelede bütüncül ve stratejik bir yaklaşım benimsenmesi. Kültürel miras alanları, anıtlar ve kayıp kişilerin tam olarak restore edilebilmesi için iki liderin ortaklaşa bağış toplama çalışması, hava kalitesi izleme girişimi, adanın tatlı su kaynaklarının ortak yönetimi, her yaştan insanı tehdit eden uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadelede iş birliği.”

Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasının devamında, BM Genel Sekreteri’nin kısa bir süre önceki basın toplantısında da belirttiği üzere, bir sonraki toplantıya kadar çalışmak üzere; sivil toplum için Danışma Organı, Kültürel Eserlerin Değişimi, Hava Kalitesi İzleme Girişimi ve Mikroplastik Toplantısı üzerinde anlaştıklarını kaydetti.

Daha önce görüşülen 6 maddenin 4 tanesinde ilerlemeler sağlandığını ancak Rum Yönetimi Liderinin tutumundan 4 sınır kapısının açılmasına yönelik ilerleme sağlanamadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle devam etti:

“Kiracıköy’de Rum halkının geçiş sürecini kısaltacak diye sorunu çözmek için koridor meselesini bile gündeme aldık ancak yol ara bölgeden geçiyor. Ara bölgeden yolun geçmesi uygun değil. 5 kilometrelik yola 5 kilometre daha ekleyelim ona göre kapı açılsın dedik. Ara bölgede ısrar ediyorlar, oradan geçilmesini kabul etmiyoruz. Daha sonra Kiracıköy’den vazgeçti, Erenköy’den geçiş istedi. Sonuç alamadık. Genel Sekreter, Holguin’e görev verdi, konu tartışılacak.”

-“Eylül’de üçlü görüşme…52li görüşme seçimden sonra”

Cumhurbaşkanı Tatar, bir soru üzerine Eylül ayında gerçekleşecek BM Genel Kurul toplantısında Kıbrıslı liderlerin üçlü görüşme gerçekleştireceğini, garantör devletler ve BM’nin de katılacağı 5’li görüşmenin ise, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından gerçekleşeceğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı seçildikten sonra 2021 yılında Cenevre’de 5+1 toplantıda federal çözüm yerine iki devletli yeni çözüm siyasetini gündeme getirdiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, aynı pozisyonda olunduğunu, Türkiye’nin de desteklediği pozisyonun mart ayında da tekrar edildiğini söyledi.

Defalarca denenen federal temelde bir çözüme varılamadığını Annan Planı ve Crans Montana yaşananlardan sonra artık yeni bir sürece girildiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün onaylanmasının önemine vurgu yaptı.

-Güneş enerjisi…Enterkonnekte sistem..

Kıbrıs’ta enerjinin akaryakıtla elde edildiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle konuştu:

“Bütün dünya artık değişiyor. Karbondioksit salımını önlemek için alternatiflere kayıyorlar. Kıbrıs’ta en fazla zengin olduğumuz konu güneş, onun için geliniz bir an evvel siyaseti bırakınız. Türkiye’ye 60 kilometre uzaklıkta suyu getirdik, enterkonnekte sistemle Türkiye üzerinden kablo ile bağlanalım ve bu enerji meselesini kökten çözelim. Bu meseleyi bu şekilde çözdüğümüzde istediğimiz kadar güneşten enerji üretebilir ve sisteme satabiliriz. Çok büyük imkanlar vardır buna benzer başka şeyler de vardır. İşte doğal gaz ve ada etrafındaki zenginliklerin araştırılması, ancak ‘bizim altımızda bir cemaat olabilirsin’ şeklinde bugün dahi onların bu şekil tavrını gördüm. Uyuşturucu meselesinde iki halkın gençliği etkileniyor. Egemen ve otorite kendisinin olduğunu iddia ederek polisimizle muhatap olmak ve işbirliği yapmak istemiyor. Dünya yavaş yavaş neyin ne olduğunu anlıyor”

Kıbrıs Türkü’nün kendi devletinin bulunduğunu KKTC’de özgür ve bağımsız bir şekilde yaşanıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, iki devlet arasındaki iş birliğinin geliştirilebileceğini ancak bir anlaşma olsun diye egemenlikten taviz verilemeyeceğini çünkü geri dönüşün olmadığını kaydetti.





Kaynak BRT

Doğru Home Strore
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ