İsias Otel’in yıkılmasında kusuru bulunan kamu görevlilerinin davasında sanıklar dinleniyor – BRTK

6 Şubat depreminde aralarında Şampiyon Meleklerin de bulunduğu 72 kişinin hayatını kaybettiği Adıyaman Grand İsias Otel’in yıkılmasında kusuru bulunan kamu görevlilerinin davasının ilk duruşmasında sanıklar dinleniyor.
Mahkemede ilk önce segbisle katılan sanıklara söz verildi.
İlk sanık Ruhsat Büro Şefi Bilal Balcı, bu duruşmada 1995-2004 yılında belediyede çalıştığını, bahsi geçen yapıya belediye tarafından 1993 yılında yapı ruhsatı verildiğini söyledi.
Mülkiyet sahipleri tarafından apartman olarak yapılan binanın otel olarak kullanılması için müracaat edildiğini ifade eden Balcı, Halil Bağcı tarafından hazırlanan rapor tanzim edildiğini, kendilerinin de diğer belgeleri tamamlayarak biz yapı ruhsatı verdiklerini kaydetti.
Kendisinin görevden ayrılması sonrasında sonra otelde yapı ruhsatı alınmasını gerektirecek esaslı tadilatlar yapıldığını anlatan Balcı, 2016’dan sonra binanın tamamının yenilendiğini, bu kapsamda binaya kaçak kat ilave edildiğini söyledi.
2004 yılından sonra kat sayısının 8’den dokuza çıkarıldığını ama yapıya kayıt belgesi alındığını belirten balcı, bunun için binaya depreme dayanıklılık testi yapılmadığını kaydetti.
Balcı binaya neden yapı ruhsatı alınmadığını bilmediğini, yeniden ruhsat için başvurulsaydı binanın depreme dayanıklılığının test edilmesi gerekeceğini anlattı.
Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin hazırladığı bilir kişi raporuna göre eksik evraklar olduğu ve hakkında kusur addedildiğini söyleyen Bilal Balcı, raporun eksik belgeyle hazırlandığını savundu.
Avukat Mehmet Eren Turan da sanığa sorular yönetti.
Avukat, “Ruhsata göre statik hesap alması gereken Mehmet Göncüoğlu veya Erdem Yıldız’dı. İnşaat ruhsatının tarihi 1993’tü. Kontrol tarihi ise 2001 idi. Ruhsat artık hükümsüzdü ve yeni bir ruhsata tabiydi. Neden yeni bir ruhsat istemediniz?” diye sordu.
Sanık Balcı ise, görevinin yapı ruhsatı verilmesi için yapı ruhsatı düzenlemek olduğunu söyledi. Balcı, “Bitmiş bir inşaata, yapı iskan belgesi verilmişti ve bina denetlenmişti bunu tekrar denetlememize gerek yoktu.” dedi.
Avukat Yiğit Gökçehan Koçoğlu da, Adıyaman’da zemin etüt raporu zorunlu hale geldiği halde neden alınmadığını sordu.
Bilal Balcı da, 1993 yılında alınan ruhsat olduğu ve müktesebat kapsamında olduğu için etüt raporu alınmamış olabileceğini söyledi. Balcı, aradan zaman geçtiği için tam hatırlamadığını kaydetti.
Balcı, deprem hesapları açısından konut ve otel yapısı arasında hiç bir fark olmadığını, karkası bitmiş duvarları örülmemiş bir yapı olduğunu ve kendilerinin de bu yapıya ruhsatı verdiklerini anlattı.
İkinci başvuruda binanın statiğinin otel için uygun olup olmadığını araştırmadıklarını ifade eden Balcı, Halil Bağcının belgesine dayanarak ruhsat verdiklerini söyledi.
Avukat Koçoğlu da Halil Bağcı’nın belgelerinde imza olmadığını vurguladı.
1993 ruhsatında İmar Müdürü olan sanık Yusuf Gül de, mimar olduğunu söyledi.
1995 yılına kadar belediyede çalıştığını, birçok belgede imzası bulunduğunu kaydetti.
Gül, binaya ilk önce konut ruhsatı almak için başvurulduğunu anlatarak, yapı ruhsatı için eksiksiz belgeler sunulduğunu söyledi.
O dönem yürürlükteki mevzuat göre belgelerin tamamlanarak kendilerine sunulduğunu ve binanın yapı ruhsatını 1993 yılında imzaladığını anlatan Gül, statik hesapları inceleyebilecek bilgi yetkinliği ve yetkisi olmadığını anlattı.
1994’te belediyeden ayrıldığını anlatan Gül, ikinci ruhsatın ikinci derece deprem bölgesi ilan edildiğini ve deprem yönetmeliği çerçevesinde kullanım amacı dikkate alınarak binanın performans analizinin yapılması ve güçlendirme projesi yapılmamasının binanın yıkılmasına neden olduğunu kaydetti.
Binaya bir kaçak kat ilave edilmesinin binanın yıkılmasını sağladığını belirten Gül, hakkında bulunan sorumluluk suçlamasını kabul etmediğini söyledi.
Avukat Mehmet Eren Turan, “1993 yılında ruhsatı onaylayan kişisiniz. Ruhsata uygun verdiğiniz yapıyı nasıl denetliyordunuz.” Diye sordu.
Gül, inşaatta gidip kendilerinin denetleme imkanı olmadığını sadece raporlara göre ruhsat verdiklerini kaydetti.
Avukat Yiğit Gökçehan Koçoğlu, sorusu üzerine konut olarak inşa edilen bir binanın otel olarak kullanılmasının ciddi sıkıntıları bulunduğunu, iki yapı arasında farklılıklar olduğunu kaydetti.
TAK/BRT